16 Temmuz 2013 Salı

30 Haziran 2013- Özgür Kocaeli Gazetesi Makale

Arkadaşlık




Güzel bir film izledim geçen hafta, adı Intouchables- Can Dostum.  Başrollerini François Cluzet ve Omar Sy’ın paylaştığı , 2011 Fransız yapımı olan bu sımsıcak, sevgi dolu film gerçek hayattan esinlenerek çekilmiş. Filmden oldukça etkilendiğimi söyleyebilirim. Gerçek bir hikaye olması, harika bir dostluğu anlatması  ve oyuncuların müthiş ve doğal oyunculukları beni oldukça cezbetti. Tavsiye ederim. :)

Dostluk.. arkadaşlık..  Size göre nedir bir arkadaşlığı oluşturan? İki kişiyi bir arada tutan ? Yan yana , bazen omuz omuza? Güven mi? Dürüstlük mü? Saygı mı? Anlayış mı? Eğlence mi? Espri anlayışı mı? Haydi en sevdiğiniz arkadaşınızı veya kendinizi yakın bulduğunuz birisini düşünün. Nedir sizi ona, onu size çeken?  Onun yanında niçin daha rahat ve bir o kadar da mutlu hissediyorsunuz kendinizi, düşünün.. Bakın çevrenizdeki insanlara, niçin yanınızdalar, düşünün.. En fazla ne yapabilirsiniz arkadaşınız için? Vazgeçmeniz istenirse nelerden ne derece vazgeçebilirsiniz onun için? Ne kadar ödün verebilirsiniz kendinizden?

Öyle anlar oluyor ki hayatta istiyoruz ki yanımızdaki arkadaşımız  bizimle birlikte ağlasın, endişeliyken bizimle birlikte endişelensin,  biz öfkeliyken o da öfkelensin..  Destek olsun bize her koşulda, her şartta.. Destekten bahsetmişken “arkadaş” kelimesinin  nasıl oluştuğunu biliyor muydunuz? Eskiden Türk askerleri savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca , kaya veya taşa  vererek ok atarlarmış. Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırta dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra  ise bu sırta dayanan taşın ismiARKA-TAŞ” dan “ARKADAŞ” şeklinde dilimize yerleşmiş.
 Sadece  olumsuz bir durumda değil elbet, en mutlu, en özel, en heyecanlı günümüzde de istiyoruz o arkadaşımız olsun bizimle, konuşmasa da sadece var olsun, yanımızda, dibimizde..  İstiyoruz ki bizi onaylasın, bir şeyler yaparken bize yardım etsin, zaman zaman bizi dengelesin, bazense uyarsın.. Dinlesin bizi istiyoruz, eleştirmeden, kızmadan.. Haksız olabileceğimiz bir durumda bile sırf bizi kırmamak adına sadece o an destek görmek ama sonrasında mutlaka uyarılmak ve bir şekilde doğruyu bize göstersin istiyoruz, göremediğimiz bir durumda gözlerimiz, duyamadığımız bir durumda onlar bizim kulaklarımız olsun istiyoruz..
Onlarla birlikte olduğumuzda sofraların tadı , sohbetlerin konusu ve anlamı değişiyor. Güçlendiğimizi anlıyoruz böyle  anlarda. Yanımızda bizi  her koşulda destekleyen, bize güven veren birilerinin olduğunu bilmek ve görmek bizi güçlendiriyor. Bazense tamamen deşarj olmak, içimizi dökmek veya yenilenmek için ihtiyaç duyuyoruz bir arkadaşa, dostluğa, öyle değil mi?
Arkadaşlarımızla olan bağlarımız bazen zayıflayabiliyor kimi olumsuz durumlarda. Bazense daha da güçlü bir şekilde tazeleniyor, güvenle, anlayışla, hoşgörüyle.. Diyeceğim bir şey var aslında hani yazının başında da söylemiştim ya etrafınıza bakın kimler var yanınızda arkadaşınız olarak tanımlayabileceğiniz.. İşte bakın onlara ve görün kendinizi onlarda bir ayna gibi.. Birlikte geçirdiğiniz güzel anları düşünün , arkadaşınızın sizin için yaptıklarını,sizin için ne kadar destekleyici, anlayışlı davranabildiğini hatırlayın ve teşekkür edin, bir sözle, bir davranışla belki ufak bir notla veya hediyeyle..

Sadece şu anda benim yanımda olan o çok sevdiğim güzel , tatlı arkadaşlarıma, dostlarıma değil, beni belki ben yapan  ve bazılarıyla şu an görüşemediğim, aramıza uzaklıklar giren , çocukluk, ilk gençlik dönemimdeki o güzel arkadaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum. Hepiniz iyi ki varsınız..
Tüm arkadaşlarımızın, arkadaşlık ilişkilerimizin kıymetini bilmek dileğiyle.. Güzel bir hafta olsun!

Koşulsuz sevgi
Çölde yolculuk eden iki arkadaş hakkında bir hikaye anlatılır. 
Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar biri ötekine bir tokat atar. Tokadı 
yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar 

"BUGÜN EN IYI ARKADAŞIM BANA BIR TOKAT ATTI." 

Yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler. Tokadı yiyen yıkanırken bir batağa 
saplanır, boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır. Boğulmak üzere olan arkadaş tam 
kurtulduktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır: 

"BUGÜN EN IYI ARKADASIM BENIM HAYATIMI KURTARDI." 

Tokadı vuran ve sonra arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der; senin canını yaktığımda bunu 
kum üzerine yazın ama şimdi kayaya kazıyorsun.Neden? 
Öbür arkadaş ona şöyle cevap verir:"Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama 
rüzgarı estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize iyi bir şey 
yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgar yok etmesin." 
"İNCİNMELERİNIZİ KUMA, GÖRDÜGÜNÜZ İYİLİKLERİ KAYALARA KAZIMAYI ÖĞREİIN." 

Denilir ki özel birini bulmak bir dakikanızı alır, onu değerlendirmeniz bir saat içinde olur,onu sevmek 
için bir gün yeter ama sonra onu unutabilmek için bir ömrün geçmesi gerekir.


“Güneşi göremedim diye ağlarsan yıldızları da göremezsin.” –“ Intouchables- Can Dostum” Film Afişinden



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder