"Dünya Dans Günü Kutlu Olsun! :) "
“Dünya
SALSA Şampiyonu AYTUNÇ BENTÜRK ile Harika Bir Sohbet”
SEVGİYLE DANS EDİN..
Öyle bir yer düşünün ki tüm sıkıntılarınızı boş verdiğiniz,
bazen kim olduğunuzu unuttuğunuz ve sadece o anda kaldığınız, aynı zamanda
inanılmaz eğlendiğiniz ve gün içindeki tüm yorgunluğu , yoğunluğu geride
bıraktığınız.. Ve öyle bir ekip düşünün ki size yeni bir şeyler öğretmek için
var gücüyle çalışan ve bunu yaparken hiç bıkmadan usanmadan yapan.. Ve de öyle
başarılı, muhteşem, mütevazi ve iyi bir
insan düşünün ki kendisi defalarca Dünya
Salsa Şampiyonu olmuş, yarışmalarda bir
çok önemli dereceler almış, Türkiye’de
dans adına inanılmaz güzel işler yapmış, dansın gelişmesine olanak tanımış
ve bir çok öğrenci yetiştirmiş ve yetiştirmeye de devam eden bir kişi .. Evet
.. Aytunç Bentürk’ten, bahsediyorum. :)
Gerçekten çok yoğun çalışıyorum. Buna rağmen haftada iki günümü (hem de
okuldan sonra :) İstanbul Koşuyolu’nda
bulunan Aytunç Bentürk Dance Academy’de (ABDA) geçiriyorum. Öyle anlar oluyor ki hem fiziksel hem ruhsal
olarak tükenmiş oluyorum, hatta oraya giderken pilim bitmiş oluyor ama inanır
mısınız bana, oraya gidince her şey değişiyor. Hani “anda” kalmak dediğimiz şey var ya yazılarımda
hep bahsettiğim, işte tam da onu yaşıyorum orada . Sadece müzik, dans, pozitif enerji ve de gerçekten harika insanlar..Mutluluk.. Aytunç Bentürk , “Türkiye Dans Sporları Federasyonu Kurucu
Üyesi” ve aynı zamanda şu anda da “Eğitim
Kurulu Başkan”lığını yapıyor. Kendisi gerçekten olduğu gibi biri , inanılmaz
mütevazı, güler yüzlü ve gerçekten şanslıyım ki onun okulunda, Aytunç Hoca’dan ve
yine aynı şekilde çok değerli diğer hocalardan salsa dersleri alıyorum. Bu
arada eklemeden geçemeyeceğim ABDA Türkiye’nin tek ISO 9001 Belgeli dans okulu.
:)
Aytunç Bentürk ile yapmış olduğum bu harika röportajı da
sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Ta-ta-ta-tammm işte hocaların hocası Aytunç Bentürk!!
- Aytunç hocam dansa nasıl başladınız, bundan biraz
bahsedebilir misiniz?
Dansa çocuk yaşlarda başladım. Ailem dansla iç içe olan
insanlardı. Her hafta sonu muhakkak bir
araya gelir, toplanırdık. Bu buluşmalarda annemin, babamın, amcalarımın,
yengelerimin, hatta dedemin de buna dahil olmak üzere danslarını görüp çok
etkilenirdim ve ondan sonra da dansçı
olmaya karar verdim. Tabi o sıralarda da
okul devam ediyordu .
-Peki dansı profesyonel olarak yapmaya nasıl karar
verdiniz?
Sonradan Tolga Han’ın
televizyonlar ve yarışma programları için yetiştirmek üzere dansçılar aradığını
öğrendim. Ben de oraya başvurdum , yüzlerce kişi arasından 3 kişi seçiyorlardı
ve 3 kişiden biri de ben oldum ve bu şekilde profesyonel dans hayatım başladı.
Tolga Han ile birlikte turnelere çıktık, Komedi Dans Üçlüsü’nü Türkiye’de ilk
olarak biz kurduk. Tolga Han’la beraber
çalışmaya başladıktan sonra orada dans eden
insanları gördüm ve bu çok hoşuma gitti. Dans eden insanların üzerindeki
mutluluk, heyecan, hevesi gördüm ve kendi kendime ben dansçı olmalıyım dedim.
Zaten çok istiyordum ve çocukluğumdan itibaren de dansla iç içeydim, okulda,
sokakta, her yerde dans ediyordum, ondan sonra da karar verdim ve benim mesleğim bu olmalı
dedim ve bu şekilde başladım.
Dans ederken
kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Dans ederken kendimi bulutların üzerindeymişim gibi hissediyorum, mutlu oluyorum, hiçbir şey düşünmüyorum,
ne kadar sorun olursa olsun, ne kadar sıkıntı olursa olsun dans ederken bunların hiçbirinin farkına
varmıyorum. Tamamen kendini soyutluyor insan ve başka bir dünyaya geçiyor dans
ettiği süre içerisinde. Dans ederken kısacası dünyanın en mutlu, mesut,
bahtiyar insanı ben oluyorum.
“ABDA” Özel Bir Yerdir
“Aytunç Bentürk Dance
Academy” (ABDA) isimli bir dans okulunuz var, burada ne gibi eğitimler
veriliyor, çalışmalar yapılıyor?
ABDA’da bütün dans
eğitimleri var. Halkoyunları, hip hop, reggaeton,çocuk sınıfı, jimnastik, bale,oryantal, Sosyal Latin
Dansları, Sportif Latin Dansları, Tango.. Aklınıza gelebilecek dansla ilgili
her şeyi bu okulda bulabilirsiniz ve bu okula gelen herkes de inanın benim dans
ederken hissettiğim mutluluğu aynı şekilde hissediyor, o yüzden burası çok özel
ve güzel bir yerdir.
-Buna ben de
kesinlikle katılıyorum, burasının çok farklı, güzel bir enerjisi var.
Aynen öyle, burası
okuldan ziyade bir klüp havasındadır. İnsanlar işinden , okulundan çıkar
ve dersleri olmasa bile buraya gelirler, vakitlerini burada geçirirler. Tavla ,
satranç oynarlar, muhabbet ederler, yemek yerler, arkadaşlarıyla burada
buluşurlar. O nedenle de “Aytunç Bentürk Dance Academy” gerçekten özel bir
yerdir.
Dansa her yaşta
başlanabilir mi ?
Ben dansın yaşı, boyu, tipi, kilosu olduğuna inanmıyorum.
Benim şu anda 70 yaşında da, 4 yaşında
da öğrencim var. Dolayısıyla dans için yaş, tip veya kilo hiç önemli değil.
Kişi dansa istediği yaşta, kiloda başlayabilir, hiç fark etmez. Yeter ki insan
istesin, istedikten sonra bunların hiç önemi yok. Çünkü dansa başlamanın
belirli bir yaşı yoktur, artık ben bu
saatten sonra dans edemem diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. Benim 74 yaşında bir öğrencim var ve çok da
güzel dans ediyor ve de erkek. Bilirsiniz bayanlar için dans biraz daha
kolaydır, erkeklerde biraz daha zordur
fakat inanın bu öğrencimiz 74 yaşında, erkek ve de gerçekten çok iyi dans ediyor.
Dans İnsanı
Geliştiriyor
Son yıllarda dansa
daha fazla ilgi duyulmaya başlandı . Özellikle programlar ve yarışmalarla birlikte dansa olan ilgi arttı.
Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Televizyondaki yarışmalar şu açıdan yararlı oldu, insanlar
dansı eskiden çok fazla bilmiyorlardı, hatta belki dansın kötü bir şey olduğunu
zannediyorlardı. Ama sonra gördüler ki aslında dans spor ve sanatın
birleşiminden meydana gelmiş , müzikle
yapılan bir olgu. Müzik ruhun gıdası zaten. Dans bir yaşam tarzı ve artık o televizyon programları sayesinde
insanlar dans kurslarına gelmeye başladı. Yine aynı şekilde veliler çocuklarını dans kurslarına yazdırmaya başladı. Çünkü dans
insanı geliştiriyor, özellikle çocukluktan itibaren özgüven, rahatlık sağlıyor,
karşı cinsle konuşurken çok daha rahat oluyor, kendi işleri çok daha rahat
gidiyor, okulda daha başarılı oluyor. Dans insanı tamamen değiştiriyor. O
yüzden televizyon programları bizim için çok yararlı oldu, artık insanlar
rahatlıkla bu okula dans etmek için, sanat yapmak için , spor yapmak için
geliyorlar. O nedenle ben programlara minnettarım. Ve eminim ki bütün dans okulları
da böyle düşünüyor.
Bu tür yarışmalara ne
gibi katkınız oldu?
Televizyondaki bütün
yarışma programlarına katkım oldu, hepsinde parmağım var. Bütün dans
yarışmalarında bulundum, jüri üyeliği yaptım, kareograflık yaptım, dansçıların
orada bulunmasını sağladım, hepsine bir katkım muhakkak oldu. Şu anda da
Benzemez Kimse Sana’da kareografi yapmaya
devam ediyorum.
Dansı Sevgiyle Yapın
Dünyanın en iyi 100
dansçısından biri olarak gösteriliyorsunuz ve gerçekten de Türkiye’de dans
deyince akla ilk gelen isimlerden birisiniz.
Başarının sırrı sizce nedir ? Bu
anlamda dansı öğrenmeye yeni başlayanlara ve öğrencilerinize ne gibi tavsiyeler
verebilirsiniz?
Dans etmelerini şiddetle tavsiye ederim, öğrencilerin,
çocukların, büyüklerin. Fakat bu dansı hırsa çevirmemeleri gerekiyor. Ben en
iyiyim, en iyisi olacağım, benden iyisi yoktur diye düşünmemeleri gerekiyor. Dansı sadece sevgiye yaparlarsa başarıya
ulaşabilirler. Onun haricinde asla ve asla gerçek başarıyı yakalayamazlar.
Bunun dışında öğrencilere bunu bir meslek olarak seçmelerini önermiyorum. Henüz
önermiyorum aslında, çünkü şu anda daha o kadar ilerlemedi Türkiye. Meslek olarak mantıklı bir seçim olmaz, çünkü
ne zaman ne olacağımız belli değil. En ufak bir kriz, deprem, bir savaş
söylentisi önce bizi etkiliyor. Meslek
olarak seçilecek bir durumda değiliz fakat yan iş, ikinci meslek ,boş zaman
değerlendirme veya spor olarak yapılabilinir, bunu kesinlikle öneriyorum. Buna
ek olarak mühendislik okumuş, master
yapan bir kişinin sonra bir dans okulu açmasına da karşı olduğumu söylemek
isterim. Bunu yapmamalarını öneriyorum.Çünkü bizim her şeyimiz vücudumuz .
Diyelim ki Allah korusun kolun veya bacağın kırıldı bir şekilde oturarak masa
başında işine devam edersin fakat dansta
öyle değil, bunlar olduğu zaman bittiğin andır. O yüzden başka bir meslek
olacak , dans da ikinci bir meslek olarak yapılacak. Çünkü zaten bizim işimiz
genelde iş çıkışı , akşam saatlerinde oluyor,dolayısıyla normal çalışan bir
insan da işten çıktıktan sonra gelip
dans eğitmenliği yapabilir. İkinci meslektir bu, herhangi olumsuz bir
durum olsa da diğer taraftan maaşını almaya devam edeceği için sıkıntı
yaşamayacaktır. Meslek olarak önermiyorum fakat diğer her şey için öneriyorum.
Dans Hayatınızın Akışını
Değiştirir
Kesinlikle
katılıyorum Aytunç Hocam , öyle ki insan kim olduğunu bile unutuyor dans
ederken.
Aynen öyle, bir kere hayatının akışı bile değişir insanın
dans ettiği sürece. Öyle çok insan gördüm ki sokakta bile önceden
düzgün yürüyemeyen fakat dans sonrası çok değişenler. Konuşmayı
bilmeyenler fakat dans sonrasında
inanılmaz değişim gösterenler, burada çözülenler. Hatta bir keresinde hiç yemek
yemeyen bir çocuğumuz vardı ailesi buraya getirdi, çocuk burada
şişmanlayıp gitti. Yine aynı şekilde hiç konuşmayan bir çocuk vardı , şimdi
çocuk bülbül gibi şakıyor. Bu tarz
değişimleri çok net görebiliyorsunuz. İnsanın hayatı değişiyor, insanın
oturması, kalkması, yemesi ,içmesi değişiyor. Dans bunları yüzde yüz etkiliyor
çünkü. Dans değiştirir, güzel yönde değiştirir.
Bir çok insanın
hedeflediği, başardığı bir konumdasınız. Bütün hayallerinize ulaştınız
diyebilir miyiz?
Aslında hayallerime ulaştığımı söyleyebilirim. Hep bir dans
okulum olsun istemiştim, oldu. Dünya yarışmalarında iyi bir sonuç getireyim,
ülkemi tanıtayım istemiştim, bu da gerçekleşti. Hayal ettiğim bir çok şeyi
başardım. Bunun ötesinde bir dansçının
başka hayali nedir? Öğrencilerinin de aynı başarıları yakalamasıdır . Aslında bunu da yavaş yavaş
yakaladık. Bir öğrencim olimpiyat
şampiyonu oldu, bir öğrencim dünya
şampiyonu oldu, dünya şampiyonalarına katılıyor. Bunun da sürekliliğini
sağlayabilirsem benim için olmuş en güzel şeylerden bir tanesi olacaktır. Daha
da ne isteyeyim yani hayattan. :) İstediğim her şey gerçekleşti.
Dans dışındaki Aytunç
Bentürk’ü bize anlatır mısınız?
Aytunç Bentürk spor yapar,
sinemaya gitmeyi çok sever, film izlemeyi çok sever. Hatta öyle ki
sinemadan sonra eve gelip evde de film izleyebilir.
Hangi tür filmleri
seversiniz?
Genellikle vurdulu kırdılı,
savaşlı, actionlı, bol aksiyonlu filmler benim için idealdir. Fantastik
, tarihi fantastik filmlere bayılırım , bilim kurgu filmlerini çok severim.
Playstation çok oynarım, oyun oynamayı çok severim, oyunun her türlüsünü çok
severim. Bu bir çocuk oyunu da olabilir, tavla da olabilir. Playstation
oynarken de çok başka bir dünyaya gidiyorum, hiç bir şeyi düşünmüyorum, sadece oyuna konsantre oluyorum. Kısacası neşeli,
eğlenceli, arkadaşlarıyla olmayı seven birisidir Aytunç Bentürk.
Dünyada beğendiğiniz
dansçılar kimler?
Michael Jackson tabi ki ilahtır, ondan sonra Madonna gelir ,
onun danslarını çok severim. Benim
dönemimde Paula Abdul vardı onu çok beğenirdim. Şimdi ise Jennifer Lopez’i beğeniyorum.
Salsa’da Juan Matos, Johnny Vasquez ,
Louis Vasquez, Francesco Vasquez.Eddie Torres tabi ki kendisi kraldır. Eminim
ki onlar da beni beğeniyorlardır . Michael Jackson’ı bilmiyorum tabi ama. :))
2-3 Mayıs’ta Ekibimle
Birlikte İzmit’teyim
İzmit hakkındaki
düşünceleriniz? İzmit’i nasıl tanırsınız?
İzmit’e çok sık gelirim, orada arkadaşlarım var. Kocaeli
Üniversitesi’ne çok gelirim. Onun haricinde İzmit’in fuarını bilirim.Tolga
Han’dayken fuara gelirdik. İzmit
demişken 2-3 Mayıs’ta Kocaeli Üniversitesi Dans Topluluğu’nda olacağım ekibimle birlikte.
Bir workshop düzenleyeceğiz.
Peki son olarak eklemek
istediğiniz bir şey var mı?
İnsanların sevgiyle dans etmelerini istiyorum, severek dans
etmelerini istiyorum. Dansı kine, hırsa döndürmeden, sadece mutlu olmak için
dans etsinler, o zaman zaten başarı onları yakalayıp götürüyor . Ve eminim ki
bir gün dans eden herkesle bir gün bir
yerde karşılaşacağım, bunu da biliyorum. :)
Tel: 0216 545 35 16-17-18