Güzel İnsan
Kimi
insanlar vardır.. Dokunurlar hayatınıza, yüreğinize, ruhunuza..
Varlıkları yeter bazen, konuşmasanız da
bir şeyler paylaşmasanız da bilirsiniz ki onlar hep oradadır ve hep de öyle
kalacaktır. Güven verir gözleri, tek bir sözünüzü anlarlar ve öyle ki, yanlış bir şey yapıyor olsanız bile size
sevgiyle bakarlar. Hoş görürler her şeyi, yaşanan ne varsa gözlerinin önünde. Ayrı
amaçlarınız, farklı davranışlarınız ya da tamamen çok farklı görüşleriniz
olabilir ama böyle insanların yanında bu tarz olguların hiç önemi kalmaz, çünkü
kalkar o engeller o anda. Genel anlamda saygısızlık olarak tabir edilecek herhangi bir durumu dahi gülümseyerek
yanıtlarlar. Böyle insanlarla konuşmaktan keyif alırsınız, anlamazsınız zaman
nasıl geçmiş çünkü huzur vardır, anlayış
vardır orada. Giderken böyle insanlar tebessümle karışık bir duygu bırakırlar.
Kalbiniz acır, boğazınız düğümlenir belki ama yine de gülümsersiniz. Tatlıdır
bu hüzün, sevgiyi barındırır içinde çünkü, onları uğurlamak için elinizi
kaldırmak yerine tam tersi ellerinizle onların elinden tutup geri dönmesi için
çabalamak istersiniz.. Bilirsiniz ki gideceği yerde de mutlu olacak, mutlu
edecek, sevecek ve sevilecektir. Yaşlısı genci hayran olurlar böylelerine,
doğal oldukları, insanları, doğayı, hayvanları, her şeyi ama her şeyi
sevdikleri, almadan vermeyi bildikleri,
sınırlar, farklılıklar, aykırılıklar olmadan da bir bütün olunabileceğini
bizlere hatırlattıkları için..
Ben böyle bir insanla tanıştım. Saf
bir kalp.. Müthiş bir zeka..Tatlı bir yüz.. Harika bir insan.. Shruti..Sevgi
dolu, güleryüzlü Shruti’miz.. Okulumuzun bu seneki yabancı öğretmenlerinden..
Hemen ısındık ona. Aksini nasıl düşünebiliriz ki? Bizlerden biri oluverdi
hemen, geldiğinde hiç Türkçe bilmemesine rağmen dilimizi bile söktü giderken.. Bütün bir yıl özveriyle
, disiplinle ve gerçekten büyük bir özenle çalıştı. Öğrencileri öyle çok
sevdiler ki onu..Tabi ki biz de öyle..Bir kere bile bir şeye itiraz ettiğini duymadım ve olan her
şeye kabul vermek bu olsa gerek diye düşündüm. Bir kere bile birisini
yargıladığını duymadım ve herkesi olduğu gibi kabul etmek, aslında hepimizin aynı
olduğunu tam olarak benimsemek bu olsa
gerek diye düşündüm. Bir kere bile birisine kaba davrandığını görmedim incelik
bu olsa gerek diye düşündüm.
Neden gidiyorsun diye sorduğumuzda ise
bize verdiği tek bir yanıt vardı: “Özledim.” Yetmiyordu ki, her şey güzel evet
her şey yolunda elbette ama o güzel ailesi yanında değil, birlikte olmaktan keyif
aldığı arkadaşları yanında yok, nasıl tat alsın ki hayattan? Tamam inanılmaz
pozitif bir insan, bir çok şeyin eksikliğinde dahi mutlu olabilecek bir şey
bulan güçlü bir karakter fakat aile öyle farklı öyle önemli bir olgu ki.. Dedi
ki onların bana, benim onlara ihtiyacım var.. Hele ki bu yaşımda onlarla
olmazsam başka ne zaman olabilirim ki? Ne kadar haklı.. Ne kadar doğru.. Onu
çok iyi anlıyorum. :)
Beni
oldukça heyecanlandıran ve görmek için sabırsızlandığım bir ülke olan
güzel memleketi Hindistan’a dönüyor
Shruti bu yaz.. Okulumuz Conkbayırı
Koleji’nde ona bir veda partisi düzenledik, hem coşkulu bir parti oldu bu hem
de duygu dolu. Hepimiz böylesine güzel
bir kalple tanışmış olmaktan dolayı inanılmaz mutluyduk. Hoşçakal Shruti .. Seni çok seviyoruz..
"Yaşlı
çifte sorarlar:
- Tam 65 yıl…Bunca sene nasıl evli kaldınız? Yaşlı çift cevap verir: - Bizim doğdumuz zamanlarda bir şeyler kırıldığında tamir edilirdi, çöpe atılmazdı. O yüzden." |
UMUT
Dört tane mum usul usul yanıyordu…Ortalık o kadar
sessizdi ki, mumların konuşmalarını duyabiliyordunuz…Birinci mum dedi ki:”Ben BARIŞ‘ım.! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim.” Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü. İkinci mum:”Ben VEFA‘yım.! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için, bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.” Sözlerini tamamladığında esen hafif bir rüzgar onu tamamen söndürdü… Sırası geldiğinde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle dedi ki:”Ben SEVGİ‘yim ! Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi anlamıyorlar. En yakınlarını sevmeyi bile unuttular. ”Sevgi de daha fazla beklemeden sönüp gitti… Ansızın..! Odaya bir çocuk girdi ve üç mumun da yanmadığını gördü.”Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?” dedi. Ve ardından ağlamaya başladı…O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı:”Korkma, ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz, ben UMUT‘um!”Çocuk parlayan gözleriyle “ UMUT” mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı… |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder