2 Haziran 2013 Pazar

2 Haziran 2013- Özgür Kocaeli Gazetesi Makale



Güzel İnsan



Kimi  insanlar vardır.. Dokunurlar hayatınıza, yüreğinize, ruhunuza.. Varlıkları  yeter bazen, konuşmasanız da bir şeyler paylaşmasanız da bilirsiniz ki onlar hep oradadır ve hep de öyle kalacaktır. Güven verir gözleri, tek bir sözünüzü anlarlar ve öyle ki,  yanlış bir şey yapıyor olsanız bile size sevgiyle bakarlar. Hoş görürler her şeyi, yaşanan ne varsa gözlerinin önünde. Ayrı amaçlarınız, farklı davranışlarınız ya da tamamen çok farklı görüşleriniz olabilir ama böyle insanların yanında bu tarz olguların hiç önemi kalmaz, çünkü kalkar o engeller o anda. Genel anlamda saygısızlık olarak tabir edilecek  herhangi bir durumu dahi gülümseyerek yanıtlarlar. Böyle insanlarla konuşmaktan keyif alırsınız, anlamazsınız zaman nasıl geçmiş çünkü  huzur vardır, anlayış vardır orada. Giderken böyle insanlar tebessümle karışık bir duygu bırakırlar. Kalbiniz acır, boğazınız düğümlenir belki ama yine de gülümsersiniz. Tatlıdır bu hüzün, sevgiyi barındırır içinde çünkü, onları uğurlamak için elinizi kaldırmak yerine tam tersi ellerinizle onların elinden tutup geri dönmesi için çabalamak istersiniz.. Bilirsiniz ki gideceği yerde de mutlu olacak, mutlu edecek, sevecek ve sevilecektir. Yaşlısı genci hayran olurlar böylelerine, doğal oldukları, insanları, doğayı, hayvanları, her şeyi ama her şeyi sevdikleri, almadan vermeyi  bildikleri, sınırlar, farklılıklar, aykırılıklar olmadan da bir bütün olunabileceğini bizlere hatırlattıkları için..
Ben böyle bir insanla tanıştım. Saf bir kalp.. Müthiş bir zeka..Tatlı bir yüz.. Harika bir insan.. Shruti..Sevgi dolu, güleryüzlü Shruti’miz.. Okulumuzun bu seneki yabancı öğretmenlerinden.. Hemen ısındık ona. Aksini nasıl düşünebiliriz ki? Bizlerden biri oluverdi hemen, geldiğinde hiç Türkçe bilmemesine rağmen dilimizi  bile söktü giderken.. Bütün bir yıl özveriyle , disiplinle ve gerçekten büyük bir özenle çalıştı. Öğrencileri öyle çok sevdiler ki onu..Tabi ki biz de öyle..Bir kere bile  bir şeye itiraz ettiğini duymadım ve olan her şeye kabul vermek bu olsa gerek diye düşündüm. Bir kere bile birisini yargıladığını duymadım ve herkesi olduğu gibi kabul etmek, aslında hepimizin aynı olduğunu tam olarak benimsemek  bu olsa gerek diye düşündüm. Bir kere bile birisine kaba davrandığını görmedim incelik bu olsa gerek diye düşündüm.
Neden gidiyorsun diye sorduğumuzda ise bize verdiği tek bir yanıt vardı: “Özledim.” Yetmiyordu ki, her şey güzel evet her şey yolunda elbette  ama o güzel  ailesi yanında değil, birlikte olmaktan keyif aldığı arkadaşları yanında yok, nasıl tat alsın ki hayattan? Tamam inanılmaz pozitif bir insan, bir çok şeyin eksikliğinde dahi mutlu olabilecek bir şey bulan güçlü bir karakter fakat aile öyle farklı öyle önemli bir olgu ki.. Dedi ki onların bana, benim onlara ihtiyacım var.. Hele ki bu yaşımda onlarla olmazsam başka ne zaman olabilirim ki? Ne kadar haklı.. Ne kadar doğru.. Onu çok iyi anlıyorum. :)
Beni  oldukça heyecanlandıran ve görmek için sabırsızlandığım bir ülke olan güzel memleketi  Hindistan’a dönüyor Shruti bu yaz..  Okulumuz Conkbayırı Koleji’nde ona bir veda partisi düzenledik, hem coşkulu bir parti oldu bu hem de  duygu dolu. Hepimiz böylesine güzel bir kalple tanışmış olmaktan dolayı inanılmaz mutluyduk.  Hoşçakal Shruti .. Seni çok seviyoruz..


"Yaşlı çifte sorarlar:
- Tam 65 yıl…Bunca sene nasıl evli kaldınız?
Yaşlı çift cevap verir:
- Bizim doğdumuz zamanlarda bir şeyler  kırıldığında tamir edilirdi, çöpe atılmazdı. O yüzden."


UMUT
Dört tane mum usul usul yanıyordu…Ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmalarını duyabiliyordunuz…
Birinci mum dedi ki:”Ben BARIŞ‘ım.! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim.” Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü.
İkinci mum:”Ben VEFA‘yım.! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için, bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.” Sözlerini tamamladığında esen hafif bir rüzgar onu tamamen söndürdü…
Sırası geldiğinde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle dedi ki:”Ben SEVGİ‘yim !  Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi anlamıyorlar. En yakınlarını sevmeyi bile unuttular. ”Sevgi de daha fazla beklemeden sönüp gitti… Ansızın..! 
Odaya bir çocuk girdi ve üç mumun da yanmadığını gördü.”Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?” dedi. Ve ardından ağlamaya başladı…O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı:”Korkma, ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz, ben UMUT‘um!”Çocuk parlayan gözleriyle “ UMUT”  mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı…







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder